SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

NİKAH BAHSİ

<< 2145 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ عَلِيِّ بْنِ زَيْدٍ عَنْ أَبِي حُرَّةَ الرَّقَاشِيِّ عَنْ عَمِّهِ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ فَإِنْ خِفْتُمْ نُشُوزَهُنَّ فَاهْجُرُوهُنَّ فِي الْمَضَاجِعِ قَالَ حَمَّادٌ يَعْنِي النِّكَاحَ

 

Ebu Hürre er-Rukâşi, amcasından naklen Nebi (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

 

"Eğer siz onların isyan etmesinden endişe ediyorsanız, onların yataklarından ayrılınız."

 

(Ravi) Hammad dedi ki, (Peygamber (s.a.v.) "Onların yataklarından ayrılınız" sözüyle "Onlarla cima (etmekten uzak durunuz") demek istiyor."

 

 

İzah:

Beyhakî, es-Sünetıü'l-kübrâ, VII, 303.

 

Aslında kadınlara dayak atmak İslâm'ın teşvik ettiği bir metod değildir.  Normal olarak sürüp giden aile haytında erkek karısına iyi davranmakla mükelleftir. Erkeğin Allah yanındaki derecesinin de karısına karşı davranışlarındaki mülâyemet ve olgunlukla ölçüleceğine dâir haberler vardır.[bk. İbn Mâce, nikâh; Tirmizî, redâ']

 

Ayrıca Rasûl-i Ekrem Efendimizin "Sizin hayırlılarınız hiçbir zaman (hanımlarını) dövmezler" manâsına gelen hadis-i şerifine dayanarak ule­ma bazı hallerde kadını dövmek mubah olmakla birlikte dövmekten ka­çınmanın daha efdal olduğunda ittifak etmişlerdir.[Sâbûnî "Revâi'ul-beyân, II, 470.]

 

Bu bakımdan kocanın hukukunu gözetmeyen, devamlı surette huzur­suzluk çıkaran bir kadına karşı ilk gösterilecek tepki dayak atmak değil­dir. Bu durumda olan kadınlara karşı takip edilecek yolun nasıl olacağını Allah teâlâ ve tekaddes hazretleri bizlere Kur'ân-ı keriminde şöyle açıkla­mıştır; "Dikkafalılık, şirretlik etmelerinden korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt veriniz, (sonra) yataklarından ayrılın ve (bunlarla da yola gelmezler­se) dövün! Eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Çünkü Allah yücedir, büyüktür."[Nisa 34]

 

Görülüyor ki bu âyet-i kerîmede Allah, insan tabîatına uygun yolları göstermiştir. İsyankar ve geçimsiz bir kadını yola getirmek için önce yu­muşak metodlar kullanılır. Kocasına karşı görevleri kendisine yumuşak ve etkili bir dille anlatılır. "Allahtan kork, kocana itaat etmek senin üzeri­ne farzdır. Bana isyan edince Allah'ın cezasına uğrarsın" gibi öğütler ve­rilir. Bu şekilde davranmak fayda vermediği zaman kadından ayrı yatmak etkili olabilir. Çünkü kocasını seven bir kadın onun ayrı yatmasın?, daya­namaz, çok zoruna gider, hatâsını anlayıp vazgeçebilir. Bazı âlimlere göre kadının yatağından ayrılmak demek onun yatağından ayrı bir yatakta yat­mak değil, fakat aynı yatakta arkasını dönerek yatmak ve birleşmeden de kaçınmaktır.

 

Kadın bununla da yola gelmez huysuzluğuna devam ederse, son çare olarak fazla ileri gitmeden hafifçe dövülebilir. Binâenaleyh dövme baş vu­rulacak en son ıslah metodudur.

 

Bununla beraber karısını dövmek zorunda kalan bir kimse, İslâmın çizdiği sınırın dışına çıkmamalı, nefsinin kızgınlığına kapılıp bütün gücüy­le zavallının neresine isabet ederse etsin hiç aldırmadan vurmamalı öfkesi­ne hâkim olup sâdece terbiye için doğduğunun şuurunda olmalı.

 

Kıymetli ilim adamlarımızdan merhum Hamdi Yazır bu konuda şunlan söylüyor: "Zamanımızda Kur'ânın işbu "dövünüz" emrini kötü tefsir ederek dillerine dolamak isteyen bâzı avrupalılar görüyoruz. Fakat ne ga-rib tesadüftür ki biz âyetin tefsiriyle meşgul olduğumuz sırada bir Fransız mahkemesinin, kocası tarafından dövülmüş olan bir Fransız karısının aç­tığı dâvaya karşı 'Hırçınlık edip kocasını tehevvüre getiren bir kadının yediği dayaktan dolayı boşanma davası açmasına hakkı olmadığına hük­mettiğini gazeteler ilan ediyordu."[Yazır M. Hamdi, Hak Dini Kur'ân dili, II, 1351.]

 

N.etîce olarak şunu söyleyebiliriz ki, karısında isyan alâmetleri görme­ye başlayan bir kimse Önce ona öğüt vermeli, öğüt de fayda vermiyorsa, onun yatağını ayırmalıdır. Eğer yine de fayda vermemişse onu hafifçe döv­melidir. Onu acımasızca dövmek caiz değildir.

 

Nitekim Abdullah b. Zem'a'nın rivayetine göre Peygamber (s.a.v.) "Si­zin hiçbiriniz karısını köle gibi döğüp bir de o günün akşamında onunla yatmasın." buyurmuştur.[Buhârî, nikâh] Tefsir ulemâsının beyânına göre döverken aşı­rılıktan sakınmak, kamçı ve değnek ile değil, bükülmüş mendille veya elle vurmak, yüze göze vurmaktan sakınmak, vücudun bir yerine değil, ayrı ayrı yerlerine vurmak gerekir. İbn Abbas ile Atâ'ya göre ise kadın ancak misvak ile dövülebilir.[Taberî, Câmiû'l-beyân, V, 68; Sâbûnî M. Ali, Revai'ül-beyân, I, 469.] Ayrıca dayak âletinin on'dan fazla vurulması da caiz değildir.[Müslim Hudûd]

 

Hanbeli ulemâsından İbn Kudâme bu mevzudaki görüşlerini şöyle ifâde ediyor: "Bir insan karısını namaz kılmadığından dolayı dövebilir. İsmail b. Saîd bir kimsenin karısını namaz kılmadığı için döğmesinin caiz olup olmayacağını İmâm Ahmed'e sordu da Hz. İmâm ona farzları terkeden bir kadım kocasının dövebileceğini söyledi.

 

Nitekim Hz. Ali de "Ey inananlar kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır."[Tahrîm 6] âyet-i kerîmesinde "Ai­lenize ilim öğretiniz ve onları terbiye ediniz gerekirse dövünüz" manasını vermiştir. İmâm Ahmed namaz kılmayan, gusletmeyen, Kur'ân öğrenme­yen bir kadının yanında kocasının ikâmet etmesinin caiz olmayacağından korkarım. Karısını döğen bir kimseye kadının babası bile olsa, hiçbir kim­senin "Onu niçin doğuyorsun?" demeye hakkı yoktur.[ibn Kudâme, Mugnî, VII, 47.] demiştir.

 

Karısını döğmekte olan bir kimseye onu niçin dövdüğünü sormanın caiz olmayışının delili "Kişiye karısını niçin dövdüğü sorulamaz."[bk. 2147 nolu hadîs-i şerif.] meâlindeki hadîs-i şerîftir. Kişiye bu hareketini sormanın yasaklanmasının hikmetini şu şekilde açıklamak mümkündür:

 

"Adam onu yatağına gelmediğinden dolayı dövmüş olabilir. Bu du­rumda kendisine kadını dövmesinin sebebi sorulacak olursa ya doğruyu söyleyip mahcûb olacaktır, yahut da Allah korusun yalan söylemek duru­munda kalacaktır. Her iki halde o kimsenin aleyhinedir.